atiyye,ihsan,fayda,yarar,menfaat,ası,atiyye,bahşiş,uygulama imkanı,tatbik kabiliyeti | جَدْوَي (الجدوي) : و يقال ما أصبت منه جدوي قَطّ و في المثل |
iğneci,iğne düzücü,iğne yapan veya satan,pire,ağaçları aşılayan kimse,aşı vuran | أَبَّارٌ : صانع الإبر بائعها ، برغوث ، من يأبر الشجر |
isteyen,zalim, zulüm eden , asi, azgın, zinakar, zina eden ,istiyen,tecavüzkar,yağı,düşman | بَاغِيٌ (ج) بُغَاةٌ ةبَغْيَانٌ : طَالِبٌ ، ظَالِمٌ ، عَاصِيٌ ، مُتَعَدِّيٌ |
zorba,asi kadın,zalim gaddar kadın | جَبَّارَةٌ |
yapay aşı,suni ilkah,yapay aşılama | تَلْقِيحٌ صِنَاعِيٌّ |
sütlü pirinç aşı,sütlaç,pirinç çorbası | بَهَطَّةٌ |
fayda,kar,kazanç,ası,yarar,faiz,menfaat,avantaj,devam eden mal,çalışmak,ve benzerleriyle elde edilen,malın kazancı | فَائِدَةٌ (ج) فَوَائِدُ ، رِبَا |
asi,isyan eden,emrine uymayan,serkeş,itaatsiz,ayaklanan,kazan kaldıran,başkaldıran,günahkar,emre uymayan | عَاصِي (ج) عُصَاةٌ |
ekin veya hurma ağacını aşılamak,dişi hurma ağacına aşı için erkeğinin talını istemek,kuyu kazmak,biriktirmek | إِئْتَبَرَ : إِئْتِبَاراً |
bakmağa çalışmak,göz kapaklarını kıpırdatmak,korkak olmak,hurma ağacı aşı tutmamak,korkup baş eğmek,ram olmak | صَأْصَأَ : صَأْصَأَةً بِ |
arayan,isteyen,haddini aşıp zulm ve taaddi eden,sataşan,asi,emre itaat etmeyen,alçak,düşük,ahlaksız,zani,döl tutmayan deve | بَاغٍ (بَاغِيٌ ) (ج) بُغَاةٌ و بُغْيَانٌ |
tehlikeye düşürmek,yerinden atmak,yardan uçurmak,israf edip telef etmek,irtikaba teşvik etmek,gümrah ve asi olmak | تَوْدِيرٌ (ج) تَوْدِيرَاتٌ |
küfranı nimet eden,kafir,cimri,bahil,iyiliği bilmez,nankör,günahkar,asi,kocasının nikahına ve sevgisine aldırmayan karı,kölesini sürekli döven adam | كَنُودٌ : كَافِرُ النِّعْمَةِ |
bir kimse yiyeceğini yiyeceklerden bir neve mahsus kılmak,kişi daima bir türlü aşı yemek | دَوْقَلَةٌ |
adam anasına babasına asi oldu,itaatsız oldu ,sorumsuz oldu | عَقَّ الرجُلُ |