şeytanlık,şeytanet,şeytan fiili,şeytan,asi,serkeş,ve pek kötü olmak,şeytanlık yapmak | شَيْطَنَةٌ |
asi olmak,isyan,buyruk tutmamak,itaatsızlık,buyruk tutmamak,azmak,azgınlık,mutlaka vurmak | عَصْيٌ ، عِصْيَانٌ |
inatlaşmak,asi olmak,muanedet etmek,inat,taannut ve muanede etmek,harın olmak,harınlaşmak,gemi azıya almak | إِسْتَعْنَدَ : إِسْتِعْنَاداً ، هُ |
menfaat,ası,fayda,yarar,kar,faydalı,faydalı şey,menfaat nedeni | مَنْفَعَةٌ (ج) مَنَافِعُ |
hurma ağacını aşı mevsiminden önce aşılamak,otu tazeiken otlatmak,yara onulmadan önce kabuğunu soymak,sıkmak,acele ettirmek,koşuşturmak,ezmek,borcu vaktinden evvel istemek | بَسَرَ ـُـ بَسْراً |
asi,devrimci,ihtilalcı, kazan kaldıran,isyancı,inkılapçı,başkaldıran,ayaklanan,gerilla,şaki,eşkıya,isyankar,devrimci,karşı gelen,püsküren,tozan ,kızan,öfkeli,kızgın,yükselen,kalkan,zorba | ثَائِرٌ (ج) ثُوَّارٌ و ثَائِرُون : مُتمرد، عَاص ، شَقِيٌّ ، : ثَوْرِيٌّ |
gün sıcak olmak,sıcak taşla suyu ısıtmak,keresteyi kesmek,doğramak,biçmek,yontmak,develeri sevk etmek,sürmek,bir şeyi kast etmek,bulamaç aşı yapmak | نَجَرَ ـَـُ نَجْراً و نَجَارَةً |
kabara ki dolap ve yüklük kapaklarına ve bazı rahtlara kakarlar ekser yaldızlı olur,buğday ve bulgurdan olan pilav,süs,yaldız,dövme aşı,pilav | رَصِِيْعَةٌ (ج) رَصَائِعُ |
asi olmak,bezmek,el çekmek,bıkmak,kaçmak,omuz çekmek,çekinmek,kaçınmak,tiksinmek,iğrenmek,imtina etmek,nefret,nefret etmek,gurur,onurluluk,büyüklük,kibir | إِبَاءٌ ، إِمْتِنَاعٌ ، كِبْرِيَاءٌ ، أَنَفَةٌ ، كَرَاهَةُ النَّفْسِ للطَّعَامِ |
küfranı nimet eden,kafir,iyiliği bilmez,nankör,cimri,bahil,günahkar,asi,kocasının nikahına ve sevgisine aldırmayan karı,kölesini sürekli döven adam,pek inkar eden,isyankar,iyilik bilmez | كَنُودٌ : كَفُورٌ : بخِيلٌ ومنه قوله تعالي |
öğle yemeği,sabah yemeği,kuşluk yemeği,sabah yiyecek şey,sabah aşı,azık,gıda ,besin,yiygi,sabah kahvatısı,Kürtçe taşte ve firafvin derler | غَدَاءٌ (ج) أَغْدِيَةٌ و في القرآن |
arayan,isteyen,talep eden,talip,galebe çalıp zülüm ve taaddi eden,itaat dairesinden çıkan,asi,azgın,şehir ve harekette hafif ve çabuk,facire,zaniye,oruspu,kahpe kadın | بَاغٍ (م) بَاغِيَةٌ (ج) بُغَاةٌ و بُغْيَان و يقال فرقوا لهذه الإبل بغيانا يضبون لها |
iğnelik,iğnedan-lık,iğne kabı,iğne kutusu,aşı kalemi,çuvaldız,hurma aşısı,kovu,nemime,müfsitlik,ara bozuculuk,nabak ağacının ilk sürgünü,dil,kumunince olanı,sedir ağacı gibi ağaçlarının ilk biteni | مِئبَرٌ (ج) مَآبِرُ : موْضِعُ الإِبْرَةِ كالمِئْبَارِ ، بَيْتُ الإِبْرَةِ ، وعَاءُ الإِبَْرَةِ ، ومَا تُلْقَحُ بِهِ النَّخْلَةُ ، لِسَان ، و مَا رَقَّ مِن الرَّمْلِ و مِنَ الكُرُومِ أَوّل مَاينبت ، نميمة ، إفساد ذات البين |
zalim, zulüm eden,azgın,asi,adil imama muhalefet edici,zinakar,zina eden,isteyen,tecavüzkar,haktan ayrılıp serkeşlik eden,zülüm ve gadreden,itaattan ayrılıp isyan eden | بَاغِيٌّ (ج) بُغَاةٌ وبَغْيَانٌ : طَالِبٌ ، ظَالِمٌ ، عَاصِيٌ ، مُتَعَدِّيٌ |
köpek eniği gözleri açılmazdan önce bakmağa çalışıp gözlerini kımıldatmak gözlerini açmak,üzere olmak,bir kimseden korkup ona tevazu ve serfüru kılmak,avaz vermek,ses vermek,dişi hurma ağacı aşı tutmamak korkak olmak | صَأْصَأَةٌ |