aşı renkli kızılsağı saç | مَغْرَاء |
buğdayı veya aşı selem verdi | أَسْلَمَ فِي البُرِّ او فِي الطَّعَامِ |
kâr,ası,fayda,misk kedisi | رَبَاحٌ : رِبْحٌ يُقَالُ الصَّبَاحُ رَبَاحٌ |
zorba,asi,pek kibirli olan | جِبِّيرٌ : متمرّد |
hurma ağacı aşı tuttu,aşılandı | لَقِحَتِ النَّخْلَةُ |
ası,fayda,yarar,menfaat,radde | رَادَّةٌ : فائدة |
aşçı kadın aşı çömlekte pişirdi | إِقْتَدَرَتِ الطَّبَّاخَةُ |
asi,şaki,bedbaht ,haydut kadın | شَقِيَّةٌ (ج) شَقِيَّاتٌ |
dişi hurma ağacı aşı tutmadı | شَأْشَأَتِ النَّخْلَةُ : لَمْ تَقْبَلْ اللِّقَاحَ |
dişi hurma ağacı aşı tutmadı | صَأَصَأَتِ النَّخْلَةُ : شَأْشَأَتْ |
mal kazanmak,aşı boyası satmak | جَأَبَ ـَـ جَأْباً ، هُ |
güzel,bol yağmur,aşı boyası | مَغْرَةٌ : مَطَرَةٌ |
karın doyuran aşı göz tanır | العين تعرف ما يشبع البطن |
aşı,aşılamak,ilkah etmek,tozaklama,dölleme | تَلْقِيحٌ (ج) تَلْقِيحَاتٌ : تطعيم: إِخْصَابٌ : تَطْعِيمٌ : تَأْبِيرٌ |
adam şeytan,pek kötü ,asi oldu | شَيْطَنَ الرَّجُلُ : تَشَيْطَنَ |