yerinde veya yukarda oturmak,kadın kocasına asilik,itaatsızlık etmek,karı kocasına buğuzedip karşı gelmek,isyan etmek,asi olmak,itaat etmemek,coşmak,kabarmak,imtina etmek,yükselmek,yüksek olmak,kalkmak,tepeye çıkmak,karı kocasına buğuzedip karşı gelmek,isyan etmek,asi olmak,itaat etmemek | نَشَزَ ـُِـ نَشْزاً و نُشُوزاً بِ عَلَي ، فِي ، عَنْ |
iğne saklayacak kutu,iğnelik,iğnedan,iğne kutusu,aşı kalemi,iğnedan-lık,iğne kabı,iğne kutusu,iğnedan,iğne saklayacak kutu,iğne konulacak kutu,hurma aşısı,hurma aşılama aleti,aşı kalemi,çuvaldız,hurma aşısı,kovu,nemime,müfsitlik,ara bozuculuk,nabak ağacının ilk sürgünü,dil,kumunince olanı,sedir ağacı gibi ağaçlarının ilk biteni | مِئبَرٌ (ج) مَآبِرُ : موْضِعُ الإِبْرَةِ كالمِئْبَارِ ، بَيْتُ الإِبْرَةِ ، وعَاءُ الإِبَْرَةِ ، أَدَاة يلقح بها ومَا تُلْقَحُ بِهِ النَّخْلَةُ ، لِسَان ، و مَا رَقَّ مِن الرَّمْلِ و مِنَ الكُرُومِ أَوّل مَاينبت ، نميمة ، إفساد ذات البين |
ona niçin asi oluyorsunuz ? | لِمَاذَا تَعْصُونَهُ ؟ |
dişi hurmaya aşı vurdu | أَلْقَحَ النَّخْلَةَ |
en azgın,pek asi | أَطْغَي * |
hurma ağacına aşı vurdu | جَبَّ النَّخْلَةَ : ألقحها |
fidan aşılandı,aşı tuttu | تَأَبَّرَ الفَسِيلُ : قَبِلَ الإِبَارَ |
sağlık çalışanlarına aşı dağıtmak | توزيع اللقاح علي عمال الصحة |
filan aşı boyası sattı | جَبِئَ فُلاَنٌ |
hamur aşı yapma sanatı | فنّ طباخة الخميريّات |
filan bulamaç aşı yaptı | نَجَرَ فُلاُنٌ |
yeni bir aşı geliştirmek | تطوير لقاح جديد |
yeni bir aşı geliştirdi | طَوَّرَ لِقَاحاً جَدِيداً |
adam aşı boyasını sattı | جَبَأَ الرجلُ : باع الجأب اي المغرة |
yetim yemeği,aşı yedi | أَكَلَ اليَتِيمُ الطَّعَامَ : مََضغَهُ و بَلَعَهُ |