borsa | مَصْفَقٌ |
borsa | محل بيع التحويلات الميرية و الأسهم |
borsa | سُوقُ الصَّيَارِفَةِ |
borsa | بُورْصَا |
borsa sermayesi | رأسمال ابورصة |
borsa senetleri | سندات البورصة |
borsa seansı | جلسة البورصة |
borsa kurulu | هيئة السوق |
borsa karları | أَرْبَاحُ بُورْصَةٍ |
borsa simsarı | سِمْسَارُ الأَوْرَاقِ المَاليَّةِ |
borsa tedavülleri | تداولات السوق |
borsa tellalı | سِمْسَارُ البُورْصَةِ |
borsa yükselmek | إرتفاع البورصة |
siyasi borsa | بُورْصَةٌ سِيَاسِيَّةٌ |
kara borsa | سُوقٌ سَوْدَاءُ |
kesat olan,durgun,geçmez olan,revaçsız olan,geçersiz olan,sürümsüz,hareketsiz,durgun,alı satı az olan pazar | كَاسِدٌ |
pazar,çarşı kesat olmak,bir şey geçmez olmak,revaçta olmamak,alış veriş durgun olmak,sürüm durmak,,alış veriş durgun olmak,sürüm durmak,olmamak | كَسَدَ ـُـ كَسَاداً وكُسُوداً |
durgun | راكد ، ساكن، واقف ، مضني ، تعبان ، مضنوك |
durgun su | ماء راكد |
durgun su | مَاءٌ رَاكِدٌ |
durgun pazar | سوق راكدة او كاسدة |
durgun sular | مِيَاهٌ رَاكِدَةٌ |
durgun,duruk | رَاكِدٌ |
durgun sular | مياه راكدة |
irkilmiş durgun su | منقع (ج) مناقع ، ماء المنقع |
su durgun oldu | رَكَدَ المَاءُ |
durgun suların mikropları | جَرَاثِيمُ المِيَاهِ الرَّاكِدَةِ |
ekonomi durgun oldu | كَسَدَ الإِقْتِصَادُ |
borsa durgun oldu | كَسَدَتِ البُورْصَةُ |
pazar durgun oldu | رَكَدَتِ السُّوقُ |
adam kambur oldu,kamburlaştı,iki büklüm oldu,sırtı eğri büğrü oldu,yumrulandı,yüksek oldu | إِحْدَوْدَبَ الرَّجُلُ : صَارَ أَحْدَبَ ، تَحَدَّبَ و إِنْحَنَي |
adam delil ve bürhan iradından aciz kalıp mağlup oldu,adamın aklı zayıf oldu,ahmak oldu,dalgın oldu | بَلِهَ الرَّجُلُ : ضَعُفَ عَقْلُهُ و قَلَّ تَمْيِيزُهُ |
batıl,mahv oldu,yok oldu,zail oldu,zeval buldu,telef oldu | زَهَقَ البَاطِلُ |
efendi oldu,hükümran oldu,egemen oldu,başat oldu | سَادَ الرَّجُلُ |
adamın evinde et çok oldu,adam etli oldu, eti çok oldu,et sahibi oldu | أَلْحَمَ الرَّجُلُ |
iş sağlamlaştı,sağlam oldu,muhkem oldu,kesinleşti,pekişti,doğrulandı,kararlaştırıdı,sabit oldu | تَأَكَّدَ الأَمْرُ : تَوَكَّدَ |
adam herkesin görüşüne uyan zayıf görüşlü kimse oldu,yesman oldu,uysal oldu | تَأَمَّعَ الرَّجُلُ : صَارَ إِمَّعَاً اَيْ ضَعِيفَ الرَّأْيِ تَابِعاً مُتَرَدِّداً |
ondangam,keder,üzüntü ve sıkıntı def oldu,gitti,bertaraf oldu,zail oldu | إِنْسَلَي عَنْهُ الغَمُّ و الهَمُّ : إِنْكَشَفَو زَالَ |
at kümeyit oldu,karaya okşar kırmızı oldu,atın yelesi ve kuyruğu siyah oldu | إِكمَوْمَتَ : إِكْمِيمَاتاً الفَرَسُ |
nesne diğerlerinden üstün oldu,seçkin oldu,ayrılıp ayrı durdu,yalnız oldu | إِمْتَازَ الشَّيْئُ : إِنْفَصَلَ عَنْ غَيْرِهِ و إِنْعَزَلَ |
yer mamur oldu,abadan oldu yani onda insan yerleşti,sakin oldu | أَنُسَ المَكَانُ |
saç sarışın oldu,kumral oldu,kızıl ile altın rengi arasında oldu | إِشْقَرَّ الشَّعْرُ : صَارَ أَشْقَرَ |
onu veya bir şeye ait oldu,bağlı oldu,mensup ve müntesip oldu,bağlandı | إِنْتَمَي إِليْهِ أَوْ إِلَي الشَّيْئِ : إِنْتَسَبَ إِلَيْهِ |
nesne ile memnun oldu,hoşnut oldu,razı oldu,kanaat etti | إِقْتَنَعَ بِالشَّيْئِ : رَضِيَ بهِ |
nesne dağıldı,kayıp oldu,zail oldu,zeval buldu,yok oldu | إِرْفَضَّ الشَّيْئُ : تَفَرَّقَ و زَالَ |