filan koştu,süratle yürüdü | جَظَّ فُلاَنٌ |
filan koyunları su içmeye çağırdı | أَهَرَّ فُلاَنٌ |
filan köprü kurdu | جَسَرَ فُلاَنٌ |
filan kötü bir dille dilledi | نَهَبَ فُلاَناً |
filan kötü durum alametleri ile belirdi | إِكْتَحَلَ فُلاَنٌ بِسُؤِ حالٍ |
filan kumu eliyle itip kürüdü | هَالَ فُلاَنٌ الرَّمْلَ |
filan kurtuldu,sığındı | وَاءَلَ فُلاَنٌ |
filan kuru toprağın üzerine oturdu,yattı | تَرِبَ فُلاَنٌ |
filan kuru yerde yürüdü | أَيْبَسَ فُلاَنٌ |
filan kuvvetli,güçlü oldu | مَنُعَ فُلاَنٌ |
filan küfür etti,sövdü | بَرَدَ فُلاَناً : شَتَمَهُ |
filan Maad kabilesine mensup oldu | تَمَعْدَدَ فُلاَنٌ |
filan mahrum ve meyüs etti | ثَبَرَ فُلاَناً |
filan mahv ve helak oldu | تَعِسَ فُلاَنٌ |
filan malımı yedirip içirdi,israf etti | أَكَّلَ فُلانٌ مَالِي و شَرَّبَهُ |