filan şeyi filandan dava etti | آكَلَهُ الشّيْئَ |
filan şeyi hatırladı veya dikkat etti | يَقُظَ إِلَي كَذَا : تَذَكَّرَ او تَنبَّهَ |
filan şeyi isterken başkasını gösterdi | وارَي َفُلاَنٌ كَذَا : أَرَادَهُ و أَظْهَرَ غَيْرَهُ |
filan şeyi isterken başkasını gösterdi | وارَي َأنْ كَذَا : أَرَادَهُ و أَظْهَرَ غَيْرَهُ |
filan şeyi kitabımın katına yani yaprakları içine soktum | أَنْفَذْتُ كَذَا ثِنْي كِتَابِي |
filan şeyi meslek,sanat seçti | إِحْتَرَفَ كَذَا |
filan şeyi meydana çıkardı | بَعَقَ عَنْ كَذَا : كَشَفَ عَنْهُ |
filan şeyi meydana çıkardı | بَعَقَ عَنْ كَذَا |
filan şeyi sordu,fiilanşey hakkında haber istedi | إِسْتَخْبَرَ عَنْ كَذَا : سَأَلَ عَنْهُ و تَخَبّرَ |
filan şeyi soydu,kaptı,zoraki aldı | إِبْتَزَّهُ كَذَا : سَلَبَ مِنْهُ |
filan şeyi terketti,bıraktı | أَوَي عَنْ كَذَا : تَرَكَهُ |
filan şeyi unuttu | تَلِهَ عَنْ كَذَا |
filan şeyi vererek kendini kurtardı,satın aldı | إِفْتَدَي نَفْسَهُ بِكَذَا |
filan şeyi yapmağa başladı | أَثِرَ يفْعَلَ : شَرَعَ ، طَفِقَ ، أَخَذَ |
filan şeyi yapmağa başladı | صَارَ يَفْعَلُ كَذَا |