filanı filan şeye davet etti,çağırdı | أَهَابَ فُلاَناً إِلَي كَذَا : دَعَاهُ إِلَيْهِ |
filşan kimse filan kimseden azar miktar şey alıp,onunla geçindi | تَبَرَّضَ فُلاَنٌ فُلاَناً |
geceyi filan işi işlemekle geçirdi | بَاتَ يَفْعَلُ كَذَا |
gün yükselirken filan bana geldi | أَتَانِي فُلاَنٌ أَكْبَرَ النَّهَارِ أَيْ حِيْنَ إِرْتَفَعَ النَّهَارُ |
haberimiz yokken filan kimse bizim üzerimize şer getirdi | إِنْبَثَقَ عَلَيْنَا فُلاَنٌ بالشَّرِّ |
hakim filan kimseye tövbe arz etti | إِسْتَتَابَ الحَاكِمُ فُلاَناً |
hoş bir şey filan garip,tuhaf geldi | آذَنَ الشَّيْئُ : فُلاَناً |
huşu ile yalvarmak,filan işi yaptım ise Allahın lanetine uğrayarak kendine beddua etmek,vali emrinde bulunanları kendi başlarına serbest bırakmak,lanetleşmek | إِبْتَهَلَ : إِبْتِهَالاً إِلَي ` ثُمَّ نَبْتَهِلُ فَنَجْعَلْ لَعْنَةَ اللهِ عَلَي الكَاذِبين ` |
Hz.Peygamber onunla filan zat arasından ahiret kardeşliği te`sis buyurmuşlardır | آخَا رَسُولُ اللهِ صَلَّي اللهِ عَلَيْه و آلِهِ و سَلَّمَ بَيْنَ و بَيْنَ فٌُلاَنٍ |
iddia etmek,ileri sürmek,dava etmek,suçlamak,bir söz üzere inat etmek,kendi meziyeti babında inat etmek,yalan yere dava etmek,övünmek,övünüp laf vurmak,temenni etmek,bahise girmek,taslamak,yalandan yapmak,savaş alanında ben filan oğlu filanım demek,arzu e | إِدَّعَي : إِدِّعَاءً بِ ، عَلَي |
kadınlar filan adamı öldürüp helak eyledi | إِقْتَتَلَتِ النِّسَاءُ فُلاَناً |
kavim filan şeyi aralanda alamet,işaret eylediler | إِشْتَرَطَ القَوْمُ كَذَا : جَعَلُوهُ بَيْنَهُمْ عَلاَمَةً |
kavme ağız yedirmek,yavruyu eliyle anasının memesi uçlarına tutup ağız emzirmek,ağız çalmak,filan kimseye yol ağız tertip eylemek | أَلْبَأَ : إِلْبَاءً |
kendisine filan ilacı etti | تَدَاعَي بِكَذَا |
keşke,ne olaydı,ne olur,ne olurdu,nolaydı,olsaydı,filan şey şöyle olayd,Allah verede,anlamında olan bir ön takıdır,temenni için kullanılır,Kürtçede Xwaziki derler | لَيْتَ : و قَالَ الشَّاعِرُ : اَلاَ لَيْتَ الشَّبابُ يعُودُ يَوماً فَأُخْبِرَهُ بِمَا فَعَلَ المَشِيبُ |