ondan geri kaldı,ondan sonra geldi,ona kavuşmadı,ulaşmadı | تَاَخَّرَ عَنْهُ : جَاءَ بَعْدَهُ ، لَمْ يَصِلْ إِلَيْهِ |
ondan aciz kaldı,ondan korkup acizlik izhar etti | جَزَمَ عَنْهُ : عَجَزَ عَنْهُ |
ondan nefret etti,ondan hoşlanmayıp sevmedi | أَكْأَيَ : إِكْأَءً عَنْهُ : كَرِهَ |
ondan nefret etti,ondan hoşlanmayıp sevmedi | أَكْأَيَ : إِكْأَءً عَنْهُ : كَرِهَهُ |
ondan bütün alacağını alıp zimmetini tahsil etti,ondan gadren ve bila vechi şeri malını aldı | بَلَّصَ : تَبْلِيصاً ، هُ مَالِهِ : أَخَذَ مَالَهُ وَلَمْ يَتْرُكْ لَهُ مِنْهُ شَيْئاً |
ondan bütün alacağını alıp zimmetini tahsil etti,ondan gadren ve bila vechi şeri malını aldı | بَلَصَهُ مِنْ مَالَِهِ : أَخَذَ مَالَهُ وَلَمْ يَتْرُكْ لَهُ مِنْهُ شَيْئاً |
ondan ümidini kesmiş ,ondan ümitsiz | مَيْؤُوسٌ مِنْهُ |
ondan ve kasır oldu,ondan aciz kaldı,güçsüz kaldı | نَأْنَأَ عَنْهُ : قصر و عجز منه |
ondan aldı,ondan ilim aldı,öğrendi,rivayet etti | أَخَذَ عَنْهُ : تَلَقَّي عَنْهُ عِلْماً ، تَعَلَّمَ مِنْهُ |
ondan gafil oldu,bütün bütün ondan vazgeçti | لَهَي عَنْهُ : غَفَلَ عَنْهُ |
sonra,ondan sonra,badehu,sümme,yine,yine,onun üzerine,ondan sonra,o zaman | ثُمَّ و فِي القُرْآنِ الكَرِيمِ |
ondan yardım istedi,ondan atiyye istedi | إِسْتَهْنَأَهُ : إستَنْصَرَهُ : إستعطاهُ |
kavim ve kabile,üçten ona kadar olan insan grubu,ondan az insan kalabalığı,erkekler cemaatı,topluluk,grup,kavim ve kabile,topluluk,cemaat,ondan az cemaat,hısım kavmi,topluluk,ondan az cemaat,birden dokuza dek olan er bölüğü,erkekler cemaatı,topluluk ,grup,kavim ve kabile | رَهْطٌ (ج) أَرْهُطٌ و أَرَاهِطُ : وَهْطٌ (لاَ وَاحِدَ لَهُ ) |
grup,cemaat,parti,savaşa çıkan topluluk,bölük,ondan aşağı olan adamlar,seferberlik,boru,sur,trampet,nefir,boru,trampet,bölük,ondan aşağı olan adamlar | نَفِيرٌ : صُورٌ ، بُوقٌ |
ondan | مِنْهَا :عَنْهَا |