yerin otu,bitkisi güzel,iyi,gökçek oldu,yerin otları tazelenip hoşmanzar oldu | أَبْهَجَتْ الأَرْضُ : حسن نباتها |
yerin mahsülü,haraç,vergi,pahaya kesilen kulun,hergün,kazanıp efendisine verdiği akçe ve kafir başından alınan kesim,yerin mahsülü,pişman olmak | خَرَاجٌ (ج) أَخْرَاجٌ و أَخْرِجَةٌ: ثَوَابٌ : مَجْبَي |
yerin otu çok olmak,yerin otunu çok bulmak | أَرَضَ ـُـ أَرْضاً |
yerin otu çok ve uzun oldu,yerin otu birbirine bitişti,birbirine sarıldı | إِئْتَصَرَتِ الأَرْضُ: إتّصل نَبْتُهَا |
içinde kin saklamak,kin tutmak,sislenmek,yaş olmak,gün sisli olmak,bir yerin sis çok olmak,sis belirmek,süküt etmek,susmak,bağırmak,gürültü etmek,bir şeyi tutmak,gizlemek,kavim bir şeyi aramak için dağılmak,yerin bitkisi çok olmak,bir şeyi kazanmaya,elde | أَضَبَّ : إِضْبَاباً عَلَي ، فِي |
yerin | أرضيّ |
yerin kalbi | قَلْبُ الأَرْضِ |
yerin ortası | عَاجِنَةُ المَكَانِ |
yerin dili | لسان الأرض |
yerin dibine | إلي قعر الأرض ، إلي اسفل الأرض |
yerin yüzü | وجه الأرض ، سطح الأرض |
yerin etrafları | أَرْكَانُ الأَرْضِ : اَطْرَافُهَا |
yerin güzelliği | طيبة الأرض |
yerin hali | حال الموقع ، كيفية المزقع |
yerin dibi | أَسْفَلُ الأَرْضِ ، قَاعُ الأَرْضِ |